Yumurtalık Hastalıkları Nelerdir?
Yumurtalık hastalıkları jinekolojinin en geniş ve...
Kadınlarda üreme çağında düzenli adet döngüsünün olmaması amenore olarak adlandırılır. Gebelik ve emzirme döneminde adet görememek normal bir durumdur ve tedavi gerektirmez. Ancak herhangi bir sağlık sorunu olmadan adet görülmemesi, hormonal veya yapısal bir bozukluğa işaret edebilir. Amenore iki gruba ayrılır. Primer amenore, ergenlik döneminde adet kanamasının hiç başlamamış olmasıdır. Genellikle doğuştan gelen hormonal veya anatomik bir problemden kaynaklanır. Sekonder amenore ise daha önce düzenli adet gören bir kadının üç ila altı ay veya daha uzun süre adet görmemesi durumudur. Amenore nedenleri araştırılırken hormonal dengesizlikler, genetik faktörler, kilo değişiklikleri, aşırı egzersiz, beslenme alışkanlıkları ve stres gibi yaşam tarzı faktörleri göz önünde bulundurulmalıdır. Altta yatan nedenin belirlenmesi için detaylı tıbbi değerlendirme ve gerekli laboratuvar testleri yapılmalıdır.
Adet görememe, yani amenore, hormonal, yapısal veya genetik nedenlerden kaynaklanabilir. Kadın üreme sisteminde beyin, yumurtalıklar ve rahim arasındaki dengenin bozulması adet düzensizliklerine veya tamamen adet görememeye yol açabilir.
Büyüme ve gelişme bozuklukları, özellikle ergenlik döneminde gelişim geriliği olan bireylerde yumurtalıkların yeterince gelişmemesi nedeniyle adet döngüsünün başlamamasına neden olabilir. Beslenme ve kilo değişiklikleri, adet düzenini etkileyen önemli faktörler arasındadır. Anoreksiya veya aşırı kilo kaybı yaşayan bireylerde vücut, üreme fonksiyonlarını baskılayarak adet görmeyi durdurabilir. Aşırı düşük yağ oranı östrojen üretimini azaltırken, aşırı kilo alımı da insülin direnci ve hormon dengesizliklerine yol açarak adet döngüsünü bozabilir. Yoğun egzersiz yapmak da vücudun stres seviyesini artırarak adet görememeye neden olabilir.
Tiroid ve böbrek üstü bezi hastalıkları, hormonal dengeyi bozarak adet düzensizliklerine yol açabilir. Tiroid bezinin fazla çalışması (hipertiroidi) veya az çalışması (hipotiroidi), üreme hormonlarını etkileyerek adet döngüsünü kesintiye uğratabilir. Böbrek üstü bezlerindeki hormonal bozukluklar da vücutta aşırı androjen üretimine neden olabilir. Genetik faktörler, adet görememenin bir diğer nedeni olabilir. Aile öyküsünde erken menopoz veya adet düzensizliği olan kadınlarda benzer sorunlar görülebilir. Turner sendromu veya Androjen Duyarsızlık Sendromu, yumurtalık gelişimini etkileyerek adet kanamasının hiç başlamamasına neden olabilir.
Doğumsal anormallikler, rahim ve vajinanın gelişmemesi nedeniyle adet kanamasının başlamamasına yol açabilir. Müllerian agenezi gibi doğuştan gelen rahim anomalileri, primer amenoreye neden olur. Polikistik Over Sendromu (PCOS), adet görememenin en yaygın nedenlerinden biridir. Yumurtalıklarda küçük kistlerin oluşumu, insülin direnci ve hormon dengesizlikleri nedeniyle yumurtlama düzensizleşerek adet döngüsü bozulabilir.
Adet göremeyen kadınlarda, amenorenin nedenini belirlemek için detaylı bir fiziksel ve jinekolojik muayene yapılmalıdır. Bu süreçte doktor, hastanın tıbbi geçmişini değerlendirerek olası hormonal, yapısal veya genetik nedenleri araştırır. Öncelikle vücut kitle indeksi (VKİ) ölçülerek hastanın aşırı zayıf mı yoksa aşırı kilolu mu olduğu belirlenir. Çünkü vücut yağ oranı üreme hormonları üzerinde doğrudan etkilidir. Aşırı zayıflık östrojen üretimini azaltabilirken, aşırı kilo insülin direnci ve hormonal dengesizliklere yol açarak adet düzensizliğine neden olabilir. Tiroid bezi muayenesi de önemli bir adımdır. Tiroid bezinin fazla çalışması (hipertiroidi) veya az çalışması (hipotiroidi) adet döngüsünü etkileyebilir. Hipotiroidisi olan kadınlarda yüzde şişme, dilde kalınlaşma, soğuk hassasiyeti gibi belirtiler görülebilir.
İkincil cinsiyet karakterleri de değerlendirilmelidir. Meme gelişimi ve vücut kıllanması, hormon seviyelerinin yeterliliğini gösterir. Meme gelişimi genellikle 10 yaş civarında başlar ve östrojen hormonunun varlığına işaret eder. Kıllanma ise ortalama 11 yaşında başlar ve yumurtalıklar ile böbrek üstü bezlerinin androjen üretiminin normal olduğunu gösterir. Hormonal testler, adet döngüsünü etkileyen olası bozuklukları tespit etmek için yapılır. Östrojen, progesteron, FSH, LH, prolaktin ve tiroid hormonları gibi değerler ölçülerek yumurtalık ve hipofiz bezi fonksiyonları değerlendirilir. Gerekli durumlarda genetik testler ve ultrason ile rahim ve yumurtalıkların yapısı incelenerek altta yatan bir hastalık olup olmadığı belirlenir.
Adet görememe (amenore) tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişir. Tedavi sürecinde hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve üreme isteği göz önünde bulundurulmalıdır. Amenore, hormonal, yapısal veya sistemik hastalıklardan kaynaklanabileceği için, önce nedeni belirlemek ve buna uygun bir tedavi planı oluşturmak gerekir. Hormonal tedaviler, adet görememe vakalarının büyük bir kısmında uygulanır. Östrojen ve progesteron takviyesi, adet döngüsünü düzenlemeye yardımcı olabilir. Polikistik Over Sendromu (PCOS) olan hastalarda doğum kontrol hapları, yumurtlamayı düzenleyerek adet kanamalarını düzene sokar. Yetersiz hormon üretimi nedeniyle adet göremeyen kadınlara ise hormon replasman tedavisi uygulanabilir.
Beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri, adet görememenin kilo kaybı, aşırı egzersiz veya beslenme bozukluklarından kaynaklandığı durumlarda etkili bir çözümdür. Anoreksiya veya aşırı kilo kaybı yaşayan kişilerde, sağlıklı kilo aralığına ulaşmak ve dengeli beslenmek, adet döngüsünün geri dönmesine yardımcı olabilir. Aşırı egzersiz yapan kadınların ise fiziksel aktivite düzeylerini dengelemeleri önerilir. Tiroid ve böbrek üstü bezi hastalıklarının tedavisi, hormonal dengesizliklerin giderilmesini sağlar. Hipotiroidi veya hipertiroidi gibi tiroid hastalıkları adet düzensizliğine yol açabileceğinden, tiroid hormonlarının dengelenmesi adet döngüsünü düzeltebilir. Böbrek üstü bezlerinde aşırı androjen üretimi olan kadınlarda ise medikal tedaviler uygulanır.
Cerrahi tedavi, anatomik veya yapısal sorunlardan kaynaklanan amenore vakalarında gerekli olabilir. Rahim içi yapışıklıklar (Asherman sendromu), doğumsal rahim anomalileri veya hipofiz tümörleri gibi durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Rahim veya vajina gelişim bozuklukları olan kadınlarda, bazı cerrahi işlemlerle adet kanamasının başlaması sağlanabilir. Tedaviye rağmen adet döngüsü geri dönmezse veya ciddi bir hastalıktan şüphelenilirse, kapsamlı genetik ve hormonal testler yapılmalıdır. Uzun süreli adet görememe, özellikle östrojen eksikliği nedeniyle kemik erimesi (osteoporoz) gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, adet düzensizliği veya adet görememe yaşayan kadınların bir jinekoloğa başvurması ve detaylı bir değerlendirme yaptırması önemlidir.
Amenore, doğurganlıkla doğrudan ilişkilidir. Yumurtlamanın olmaması durumunda gebelik gerçekleşmez. Ancak tedavi edilebilir nedenler (PCOS, tiroid hastalıkları, hormonal dengesizlikler) tespit edilip tedavi edildiğinde adet döngüsü normale dönebilir ve gebelik şansı artabilir.
Uzun süre adet görememek, özellikle östrojen eksikliğine bağlı olarak kemik yoğunluğunun azalmasına (osteoporoz) yol açabilir. Östrojen hormonu kemik sağlığı için kritik bir role sahiptir. Bu nedenle uzun süreli amenore yaşayan kadınların kemik yoğunluğu testleri yaptırmaları ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmeleri önerilir.
Kronik stres, vücudun kortizol seviyelerini artırarak hipotalamus-hipofiz-yumurtalık eksenini etkileyebilir. Bu durum yumurtlamayı baskılayarak adet döngüsünü durdurabilir. Stres yönetimi, yoga, meditasyon ve sağlıklı bir yaşam tarzı adet döngüsünü düzenlemeye yardımcı olabilir.
Özellikle düşük yağ oranına sahip atletlerde, jimnastikçilerde ve dansçılarda adet düzensizliği sıkça görülebilir. Aşırı fiziksel aktivite, vücudu stres altına sokarak yumurtlamayı ve adet döngüsünü durdurabilir.
Doğum kontrol hapları adet döngüsünü düzenleyebilir ve hormonal dengesizlikleri gidermeye yardımcı olabilir. Özellikle PCOS ve östrojen eksikliği olan kadınlarda yaygın olarak kullanılır. Ancak altta yatan neden tedavi edilmeden, sadece doğum kontrol hapı kullanımı kalıcı bir çözüm olmayabilir.
Ağrılı Adet Kanamaları hakkında bilgi almak isterseniz; İlgili linke tıklayabilirsiniz.